Bayramlar, sevinçlerin, kutlamaların, ziyaretlerin, eğlencelerin, kucaklaşmaların ve mutlulukların yaşandığı özel günlerimizdendir. Bayramlarda, hane efradıyla bayramlaşma başlar, yakınlarımızı ziyaretler yaparak devam eder.
Bu bayramı doğup, büyüdüğüm, anılarımın tazeliğini hiç kaybetmediği Ağaçbeyli’ye ayırmak istedim. Eskiden Bayram gelmeden, bayram hazırlıkları yapılmaya başlardı. Bayramlar çocukların bayramı olurdu sanki! Onlara yeni elbiseler, yeni ayakkabılar almak adettendi. Çocuklar için boş alanlara hazırlanan gıngırcıklar ve salıncaklar kurulurdu. Kızlı erkekli doyasıya eğlenilirdi. Çocuklarda bayramın gelmesini iple çekerlerdi mantar tabancalarını peş peşe patlatarak ve çıtır pıtır patlatmaları ile tam bir karnaval havası yaşanırdı. O gün çocukların cıvıltıları kuş cıvıltıları gibi süslerdi ortamı. Büyüklerde bayramı atları süsleyip, ata sporu cirit oynayarak renk katarlardı. Bayramlarda ziyaretçilere ikramda bulunmak için evlerde baklava, börekler yapılırdı. Sivaslı pazarından bayram şekerleri alınırdı. Evlerde hummalı bir temizlik yapılırdı. Boya badana gerekli ise kesinlikle yapılacak, adettendi. Ev eşyaları değişecekse bu aralar değişir, bayrama yetiştirilirdi. Bakır kaplar bayramdan bayrama kalaylatılırdı. En güzel yemekler, sarmalar bayrama hazırlanırdı. Çünkü gelen misafirlere ikram etmek ev sahibinin şanındandı. Bayram gezmelerinde büyüklerin ellerinden öpülürdü, büyüklerde, çocuklara para ve hediyeler verirlerdi. Bu ananelerimiz biraz yok olmaya başladı maalesef. Bayramlarda eş dost ziyareti yerine tatil beldelerine ziyaretler yapılır oldu son zamanlarda. Bu yıl corona virüs salgını ile tam bayramlaşma olur diye düşünürken, gene olmadı. Buruk bir bayram geçiriyoruz. Ne yapalım? Evlerdeyiz, salgından dolayı sokağa çıkma yasağı, anılarımızda kalacak bu bayram sadece. Bizde telefonlarla kutlamaya çalışıyoruz. Yoğunluktan dolayı bazen on defa arayıp düşüremediğimiz büyüklerimiz, arkadaşlarımız, eş dostlarımız kusura bakmazlar inşallah.
Köyümün en güzel adetlerinden olan ve yüz yıllardır devam edegelen kabir ziyaretlerini, hiçbir yerde görmedim, duymadım. Her iki dini bayramlarımızda da aynı sorumluluk ve aşkla bu geleneğin devam ettirilmesini övünerek söyleyebilirim. Ramazan Bayramın da, bayram günü öğle namazına müteakip, yukarı kabirde, tüm köyümüzün büyük, küçük toplanıp, toplu olarak katmer yemek, toplu dua yapmak, toplu bayramlaşmak ve sonra ferdi olarak mezar ziyaretlerine geçilmesi kadar güzel bir geleneğin devam ediyor olması kadar güzel bir şey olabilir mi? Bu gelenek kurban bayramında da, arife günü aynı şekilde yerine getirilmektedir. Kuruluşundan bu güne kadar bu geleneği taşıyanlara, Allah’tan rahmet diliyorum.
Birde kaybolan geleneklerimiz var. Köyümüzün ilk kuruluşu olan 1676 yılında 19 kişi ile başlayan yolculuk, her geçen gün büyüyerek devam ederken, köyümüzün toplanma yerleri bu günkü kahvehaneler yerine köy odalarında yapılırdı. Her sokak başında aileler tarafından desteklenen odalarda bayramlaşmalar yapılır, toplu yemekler yenir, köyümüze dışardan gelen misafirlere konaklama ve ev sahipliği yapardı bu odalar. Bayram günü evlerde yapılan mis gibi yemekler, en yeni sahanlarda sinilerle getirilir, toplu yemek merasimleri yapılırdı.
Bu odalar, yukarı mahalleden aşağı mahalleye kadar olan eski köy odalarını yazmadan da geçmeyeceğim. İbilerin odası (Çolağın oda), Delalların odası, Bozoğlanların (kocamustafaların odası), Cambazların odası (Karacaların oda), Sicimlerin odası, Sakallıların odası, Halil Hocaların odası, Işılakların odası, Hatıpların odası, (Kocaboyunların odası), Çırakların oda, Tacıların odası (Kocaizzetler odası), Neciplerin odası (Çakırların oda), Ağaların odası evlerinin altında olduğunu duydum. Bu odaların birkaç defa tamir edildiği veya yıkılıp yeniden yapıldığı bilinmektedir. Ancak, günümüzde ayakta kalan bir tane bile oda yok artık. Onlar da zamana yenik düştüler maalesef…
Bayramlarımızla birlikte geleneklerimizi de, yaşayıp yaşatmak dileğiyle, Ağaçbeyli’ye selam olsun. İyi Bayramlar diliyorum.